SKDM:  Küresel Tedarik Zincirlerini Dönüştürerek Yeşil Geleceğe Doğru Adım Adım

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), küresel tedarik zincirlerinin sürdürülebilir ve şeffaf bir geleceğe geçişinde katalizör görevi üstlenerek önemli ayarlamaları beraberinde getiriyor. SKDM’nin uygulanması, tedarik zincirinin çeşitli yönlerinde hem zorluklar hem de fırsatlar sunmaktadır.

 

SKDM’nin karşılaştığı temel zorluklardan biri, veri paylaşımı ve şeffaflık alanında ortaya çıkmaktadır. İthalatçılar, AB’ye ithal ettikleri malların gömülü emisyonları hakkında bağımsız olarak doğrulanmış bilgi toplamak zorunda kalacaklardır. Bu durum, tedarik zincirindeki tedarikçilerle yakın işbirliği gerektirmekte, çünkü veri sağlama yükümlülüğü onlara düşmektedir. Bu bilgi alışverişini kolaylaştırmak için, tedarik sözleşmelerinin tedarikçilerin gerekli emisyon verilerini sağlamasını zorunlu kılan maddeler içerecek şekilde güncellenmesi gerekmektedir. Daha önce bu tür raporlama gerekliliklerinden muaf olan küçük işletmeler bile artık SKDM kapsamında bu zorunluluklara tabi olacaklardır.

 

Stratejik kaynak temini ve işbirliği de bir dönüşüm geçirecektir. Karbon ayak izlerini en aza indirmek ve SKDM yönetmeliklerine uymak için şirketler, tedarik zincirlerini gözden geçirmeye ve daha az karbon yoğun üreticilerden kaynak temin etmeye teşvik edilecektir. Bu, tedarikçilerle açık iletişim ve işbirliği gerektirmekte; şirketlerin tedarikçilerle emisyon azaltma stratejileri konusunda uyumlu hale gelmeleri ve SKDM’nin farklı malzemeler ve ürünler üzerindeki özel etkisini anlamaları gerekecektir. Bu, potansiyel olarak yeni tedarikçiler ve hatta daha düşük karbon ayak izine sahip bölgelere üretim tesislerinin taşınmasıyla birlikte malzeme kaynak temininde tamamen bir elden geçirilmeye yol açabilir.

 

Bu değişikliklerde etkili bir şekilde gezinmek için şirketlerdeki farklı ekiplerin belirli adımlar atması gerekecektir. Tedarik zinciri yöneticileri, emisyon verisi izleme sistemleri tasarlama ve uygulama konusunda önemli bir rol oynayacaktır. Ek olarak, süreç boyunca bilinçli karar vermeyi sağlamak için hem tedarikçiler hem de müşterilerle güçlü ilişkileri sürdürmeleri gerekecektir. Öte yandan, tedarik müdürleri, tedarik edilen malzemelerin karbon ayak izini analiz etmekle görevlendirilecektir. Bu, şirketin çevresel hedefleriyle uyumlu sürdürülebilir tedarikçileri tespit etmek ve onlarla işbirliği yapmak için tedarik zincirinin yeniden değerlendirmesi anlamına gelmektedir.

 

Anında karşılaşılan zorlukların ötesine bakıldığında, SKDM çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Başarılı uygulama için tedarik zinciri ve satın alma ekipleri arasındaki işbirliği anahtardır. Karbon ayak izlerini tarama ve tedarikçilerle etkileşime geçme konusundaki artan odaklanma, yalnızca şeffaflığı teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda maliyet, verimlilik ve risk azaltma için tedarik zincirlerini optimize etme fırsatı da sunar. SKDM’nin etkilerini hızlı bir şekilde değerlendirip gerekli değişiklikleri yapan işletmeler, ortaya çıkan yeşil ekonomide rekabet avantajı elde edebilirler.

 

Eylemde bulunmanın aciliyeti, ilk SKDM raporlarının Ocak 2025’te teslim edilmesi gerektiği göz önüne alındığında aşırı derecede vurgulanmalıdır. Şirketlerin uluslararası ticaret faaliyetlerini gözden geçirmek ve potansiyel cezaları önlemek için uyumluluğu hızlı bir şekilde sağlamaları gerekmektedir. SKDM’nin sunduğu zorlukları ve fırsatları kabul ederek, işletmeler küresel dönüşümde hayati bir rol oynayabilirler, böylece daha sürdürülebilir bir geleceğe yönlendirme çabalarına katkıda bulunabilirler.

Tedarikçi katılımı her zamankinden daha kritik

Tedarikçi katılımı, SKDM raporlaması için esaslı bir önem taşımaktadır. Birçok ithalatçı için, SKDM’nin getirdiği karbon muhasebe süreci, daha önce karşılaşılmamış bir karmaşıklığa işaret etmektedir. SKDM, tesisler için doğrudan teşvik veya cezalar içermediğinden, tedarikçilerin uyum sağlamalarını sağlamak ithalatçıların sorumluluğundadır. Sorulacak soru, sadece “Emisyonları ölçüyor musunuz?” değil, aynı zamanda “Emisyonları SKDM hedefleri doğrultusunda doğru şekilde ölçüyor musunuz?” olmalıdır. Örneğin, Avrupa Komisyonu tarafından onaylanan metodolojiler, uluslararası kabul görmüş Sera Gazı Protokolünü tam olarak yansıtmamaktadır.

Tedarikçi ve Üretici Süreç Haritası

  1. İç etki değerlendirmesi: SKDM’nin üretim süreçlerine potansiyel etkileri hakkında bütünsel bir genel bakış açısı oluşturulmalı ve karbon ayak izi, operasyonlar ve değer zinciri içindeki emisyonlar ürün gruplarına göre haritalandırılmalıdır.

 

  1. Tedarik zincirinin değerlendirilmesi: Dahili etki değerlendirmesinin sonuçları analiz edilerek gelecekteki alternatif tedarikçilere yönelik öncelikler tanımlanmalıdır.

 

  1. Stratejik yatırım değerlendirmelerine entegre edilen sera gazı azaltma hedefleri: Maliyetleri en aza indirmek için Karbon Azaltma Stratejisi geliştirilmeli, örneğin daha düşük emisyonlu tedarikçilere yönelme, üretim sürecinin verimliliğini artırma ve çevre dostu lojistik uygulamaları gibi.

 

  1. Tedarik zincirlerinin kaynak stratejileri doğrultusunda kalibrasyonu: Zayıf halkalar belirlenmeli ve maliyetleri en aza indirmek için yeni ortaklıklar hedeflenmeli, aynı zamanda yenilenen kaynak bulma stratejisi için uygun alternatif tedarikçiler belirlenmeli ve yeni ortaklıklar kurulmalıdır.

 

  1. Yeni ürün teklifleri: Karbon azaltma stratejisi tarafından tanımlanan hedeflere uyumlu ürünler sunulmalıdır.

 

  1. Müşteriler ve değer zinciri ortaklarıyla etkileşim: Ürünlerin karbon ayak izine ilişkin beklentiler ve endişeler belirlenmeli, bu bilgiler stratejiyi geliştirmek ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılmalıdır.

“Green Today, Sustainable Tomorrow: Let’s Grow Together.”

Eskişehir Yolu Konutkent Kavşağı 2700. Cadde Arp Kule 3/13 Etimesgut/ANKARA